• duygulu notlar

    "Hayatin Tum guzelliklerini tadmak adina...

  • Mutluluk..

    Her aninda cocuk kalabilmek yasamin, kucuk seylerde gorebilmek sevinci.....

  • Yeni kesiflerde..

    Bambaska diyarlarda, tadlarda, zamanarda; yeniden tekrar tekrar kesfetmek, heyecani, hayati...

18 Aralık 2011 Pazar

minik..


Ey hiç büyümeyen kız..gene mi daldın hayellere..gene nerelerdesin bugün..gözlerin uzaklarda bir noktada...sessiz..ışıltılı..heyecanlı..kırgın....gene hangi düşünceler sardı seni..gene hangı hayallerde kayboldun..hangi çıkmazda buldun kendini..hiç paylaşamadığın anlar..anılar mı birkti aklında..ya da sessizce kendince yaşadıkların mı?...gene mi anlamadı kimse seni..gene mi yalnızlık çöktü sigaranın dumanına..sardı sarmaladı seni gecenin karanlığı sessizliği...

Gözlerdeki umudun bitmez sanmısştım ben oysa ki...kalbindeki heyecan...ellerindeki narinlik, sesindeki acemilik, sözlerindeki yıllanmışlık...
Boşlukta mısın gene..doyurmadı mı hayat seni?...yetmedi mi gene elindekiler...yine mi bir yılı geride bırakırken, pişmanlıkların, umutsuzların kapında mı sıralandı...sessizce geçiridiğin hayatında sığamaz mı oldun gene sınırlarına..

Yetmedi sana sözler, zamanlar...hep yeni şeyler söylemek istersin sen..hep bir adım ileri gitmek istersin..değiştirdiğinde kendini değistirmek istersin tum hayatları da,,,diğerlerini de..uzanmak istersin hep sonrakine..tutunmak istersin hep mutluluklar dalında hep etrafındakilerle..yalnızlıkla edindiğin multuluklardan utanır mısın hep...sıklır mı canın hep yalnız mutlu olmaktan...

Açtın mı gene radyoyu saçlarını da savurmuşun gene, ne demek olur bu bilirim, sıyrılmaktır bu senin için kabuğundan..Merhabadır bu senden gelen yeniliklere..belki kimsenin tahmin edemeyeceği yeni heyecanlara bir işarettir..sen nasıl böyle gizemli olmayı becerdin işte ben de bunu anlamaz oldum..şimdi saçılmış saçların ruzgarda...Dünya adeta senin..nasıl başarıyorsun bunu..nasıl minik bir kız böyle bir güçle salınıyor yolunda...

Gene kulak kabarttın Mevlana' ya ders verir gibi bana ''Herşey üstüne gelip seni dayanamayacağın bi noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme ! Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir". 



9 Aralık 2011 Cuma

Özlem...


Bu aralar çeşitli şeylere özlemim tavan yapmış durumda..ışıltılı şehir ufak gelmeye başladı artık..sokakalarda yürümeyi çok ozler oldum..vapuru yakalamak için son sürat koşmayı(vapuru ayrı o şehirde canlı yaşamı ayrı özledşm anlıycağan)..aniden yapılan arkadaş planlarını, geceleri sabahlara bağlayan upuuzun sohbetli günleri...kıkır kıkır pijama gecelerini...tembel hafta içi günlerini...kendi mesleğimi...paperların arasında yok oluşumu...tam onemli noktayı anladım dediğimde, paperın sonundaki bir sonraki çalışmanın gerekliliğini söylemesini bile...

Hayır pışmanlık veya elimdekilerin beni mutlu etmemesi değil durum.belkide yaşadığım farklı tecrübelerin yerine onlar kadar beni doyurucu birşeylerin konulamamasıdır...uzaklarda yaşarken bahsettiğim kendini kandırmacalar-hani özlemini hatırlatmamacalar- pek işe yaramıyor buaralar...zaten pek düşünmeye fırsat kalmıyor hafta içi yoğunluğundan..belli bir saatte çıkamamanın sıkıntısı çok var bu aralar..bunun belli bir periotta olması hiç problem değil ama baktığımda yaklaşık 2 buçuk aydır durum bu..gidişat bu...neyse günah duvarı yapmıycam seni şikayet panosu fln gibi bir düşüncemde yok..

İşte belki de kafamızı dağıtacak bir kalabalık yok burda...ya da içini döküp sana akıl verecek bir dost...eskilerden dost geçmişini okulunu hatıralarını bilen dost...
hayatta en önemli şeyler yanında heryere götürmen gerekn o üç şey çok belliymiş; seni dinlemekten bıkmıycak, heranını paylaşacak bir dost(kocam değil-o benim daim dostum ama bazen onu da çekiştirmem gerekiyor:)), sizi durdurak bilmeden çalışsanız dahi mutlu edecek bir meslek ve bunun size karşılayacağı doyurucu imkanlar(doyurucu ya dikkat-sen nekadarla mutlu oluyarsan, nekadar genişşse miden okadar doyurucu olmalı), he bide seninle o büyük kahvaltı sofrasını payalşacak mutlu ailen.. sanırım hayatınızı anlamlı, yaşadığınızı size hissettiren bu üç şey, o gizli bir adaya düşsen yanında neler alırdının yanıtı benim için çok belli bu aralar...

Gece baktığımda hiç uyumayan bu şehirde milyonlarca hayat, annem hep der, ananem bak bu kadar ışık yanar bu evlerde her birinin ayrı derdi her birnin ayrı sorunları var kendini şanslı bil dermiş diye...burdaki ışıklarla kıyaslayınca sözlerini daha da garip hissediyorum..kendi yaşadığım binaya bakınca ufak bir kasaba nüfusu, bi okadar farklı insan bi okadar farklı istekler beklentiler...demek istediğim şu ki..biliyorum herkesin hayyattan herdaim beklentileri var bitmeyen istekler ve memnunıyetszlikler..ama bi farkla benimkiler bazı önemli tespitler hayat kurtarsın diye...

Doyumsuluktan değil işte özlemden birazcık...kimisi bu döneme değişik bir macera diye bakar, kimisi sunulmuş hiç kaçırılmıyacak bir fırsat..ben de işte beni hangi yönde büyütück değişitirecek hayatıma nasıl yenilikler katacak diye baktığım bir dönem gibi görüyorum bu aralar...




16 Ekim 2011 Pazar

Kendime hatirlatma..


Ne olursa olsun...yasamaya mecbursun..
yok yok boyle baslmaiycaktim yazima, Diyecegim su idi ki..ne olursa olsun yoga'yi ve egzersizi asla asla birkama olur mu..o derse giren duygu ile cikan duygu bambaska olucak..zihnin daglari, okyanuslari asip enginlerde tasicak..sozcuklerin daha hizli calisan, daha doygun daha dinamik bir beynin dusuncenin urunu olucak...bunu alsa unutma ve hep hep hep devam et..ve ettirmeye de calis cevrendekileri de bunun bir parcasi olmaya daima ikna et....rahatlamis bir zihin..esnemis bir beden...gevseyen eklemler titreyen hucreler, kaslar...bu his harika...cakralar acildi..zihin isildadi...simdi yasam daha da farklilasti...

Bir pazar gunu

Uzuuuun zamandian sonra hafta sonu Pazar gunu benim icin.... Mayismis gozlerle yatakan kendimi zorla atıp sadece kocama hazırladığım kahvaltı sofrası, arkasından el salladigim esintili bir pazar sabahı... Keyfini çıkarmak için yapmam gereken öyle cok seyin olduğu ama maalesef gunü yetmeyeceği..kafam gene islerde , kendimi bir türlü stresin dısına atamıyorum, kendimi hep tek sorumlu olarak tutuyorum tüm projelerde, ama altından kalkamiyorum, bu harika özelliğimden de nasıl kurtulacağımı bilemiyorum..cok hamim tohum, minigim mı?..O zaman nerden geliyor bu sorumluluk bilinci..kendimi pazarlayamamanin acemiliği....evde olusuma da degimiyim, haftanın son is gunü Perşembe Dubai'de bu cuma da kampanya için çalısmam gerekiyordu, bu hafta da öyle olacak nitekim..bu nedenlemevdeyim ama aklim evde değil, haftanın son gunu karsilastigimmbirmsoruya da değineyim, yapmakta eniyi oldugum şey ve nasıl bir is ortamında çalısmayı sevdiğim..benim cevaplarım cok gizli, bı patronun belkide duymak istemeyeceği gercekler...kendin olabileceğin, doğru yönetimle değişmeyen robotlasmayan daima yaratıcı olabileceğim bir is ortamı...belki su herseyi cok ciddiye alan huyumdan vazgeçtiğimde l kendiliğinden gelecegini düşünebilirim, belki de umursamazlık olabilmeliyim...ama O zaman ben kalabilirimyim ben olarak?...bu pazar gunü evde olmanın keyfini çıkarmak istiyorum..ben değerli bireyim, kendimi ne is ne de başka bir ortamda unutmamalı, fedakarlığın sınırlarını sürekli hatırlatmalıyım, benim için en yaralı ilerleme şimdilik sanırım bu olacak... Hayallerine ulaşan insanlar, fedakarlıklarını hiç düşünmüyor sanırım ki daha cok ilerlemeyi kafalarına koyabiliyorlar, gecmis tercihlerin yükümlülüklerini kafalarından kolayca atabilmek..ileriye dönmek, sorumluluklarını sınırlandırip,önce BEN diyebilmek...başarının anahtari nedir bilemiyorum, sorumluluk sahibi olmakan geçiyor ama düzenin icinde kaybolmak da an meselesi..duygu hanım azıcık daha az duygulu olmalısın isin anahtari bu sanırım...tecrubelerin birikiyor, bir sene önceki haline düşüncelerine baktığında, daha az duygusal olduğunu söyleyebilir mısın? Hayır ama daha kesin ayrıntılara takilmadigina ise evet....ilerlerken iste bu tecrübe döneminde,pazar gunü mayhoslugunda, gene kendini biraz tartmayi kenara bırak, biraz rahat ol gevşe...dunyayı ben kurtaramaz misim, anla...itiraf etmekten de korkma hem bak nekadar canımı sıkarsa sıksın ben çalısmayı seviyorum.. Kendime ayıracak kadar zamanı sunan, daha esnek o ise de kavuşacağım elbet...şimdi sadece ben, pazar gunü ve yapmak istediklerim varız,...keyfini çıkar, biraz günde yasa, biraz kendin için ol,duşun ....diyorum, hadinbakalim ras gele......

7 Ekim 2011 Cuma

Isiltili Tozlar

Zamanin benim icin durdugunu duslerdim hep..hic birzaman buyumiycektim, hep cocuk kalip, hayatin zorluklarini cocuksu uslup ve umursamazlikla sogurtcaktim..yasimi sorduklarimda hep "20"diycektim..hem buyuk hem daha buyumemeis yas....hic beyaz sacim cikmiycakti:), heran istedigimi yapabilicektim, sorumluluklarim benim istedigim kadar olucakti, nezaman yemek yemek istesem yigecek, uyumak istesem uyuycak, istedigm ulkeyi, isteidgim zaman gezip "bohem"bir hayat yasiycaktim tim tim tim.....Oyle olmuyormus, nekadar zamani durdurdugumu dusunsemde, yillar gectikce benim kontrolumde olmayan hayat akip gidiyormus ve bana ben farkinda olmadan yeni sorumluluklar ekliyormus, ben de onlara bir guzel uyuyormusum da haberim yokmus kendimi "zaman benim icin durdu"diye kandiriyor musum...." yok sikayetci degilim, ben bu hayatta sansli insanlar toplulugundayim bunu da biliyorum da ama hayat benim icin durmak bilmeyen bir hizla da ilerliyormus bunun sokunu yasiyorum, hani affola sok sureci:)... 26 yildir bu dunyanin bir parcasiyim, reankarne , diger yasam boyutlari varsa bilemiyorum daha oncek itecrubelere gore belki bu rakam cok cok kucuk kalablir ama, hayat ilerliyor, beyaz sacim bile cikiyor, resimlerdeki coocuksu ifadem gun gectikce kayboluyor...zaman ilerliyor...gulmeyin sakin, baska derdin mi yok deyip, yok iste..bu zamnain nasil hizli ilerledigini farkedince baska hic bir derdim kalmadi..o zamani en degerli sekilde gecirmem gerektigini cok daha iyi kavradigimdan beri..."Hayatta ne yapmak istiyorsam onu yapicam demek", cok cok zor bi olay bunu da anladigimdan beri, bir kere universite hayatindan sonra zamaniniz, gununuz tamamen claisarak geciyor,ama istediginiz isi yapmak, calisirken mutlu olabilmek, gercekten bole bir sey var mi? yoksa bizim icin hep bir umut var denen cinsden tutunacagimiz bir kandirmaca mi:)?, belli bir kapitale ulasana kadar kendimizi oyalayip, "ogun gelecek kendi isimi yapicam" hirsiylan hayaliylen gunlerimzi oyalamak mi?....Biliyorum cogu kisi, hayat daha yeni balsiyor diyor ama, basliyor kosturyor bunu da ben biliyorum...daha yemedigim bir suru yemek, gormedigim bir suru yer, ogrenmem gereken bir suru sey var, ama zmaan cok cabuk akiyor ve gundelik surgunune cok fena aliyor beni...oyuzden iste biraaaz panikledim mi ne?....
Cevremde, arkadaslarimin bebekleri oluyor!!!! hamileler, anneler...babalar....ben Dubaiýe tasindigimdan beri zamani yice dondurup, farkli bir boyuta geldigimi falan mi dusunuyordum acaba...:) hele bu firmada calisali bir sen oldu onu farkettigimde iste dedim Duygu hanim, zaman avucundaki isiltili tozcuklar ve surkeli bir ruzgar ucuuuruupp gotruyor, hadi bakalim pastan da geliyor bir uflemede senden toz zeerreciklerinen biraz daha ucur..
Telkin etmem gerekiyor kendimi, evet hayat cok cabuk gecioyr ama su surecte yaptiklarima bakip, evet nekadar cok sey sigdirdigimi gorup, bunun daha kat be katini yapacagimi dusunup, sevdiklermle daha cok zaman gecirmek icin zaman kollamayi aklima koyabilirm...biliyorum artik bir cok sey benim kontrolumde degil..isteklerim var, hayallerim, tercihlerim ama beni kontrol eden, yapmam gerekenleri onume suren de bir klasik hayat var..bunu altetmek mumkun gibi gozukmuyor...benim icin de zaman isliyor, benim icin de beyazlar geliyor..benim icin de hayat planlari gerekiyor, ev almak, bebek dusunmek, butce yapmak..ama ben bunlari kendi tarzimla yapicam, yapiyroum o belki bir kandirmaca olur, icime su serper...bu hayati yasiyorum diyebilmek icin nedenlerim olurlar:)))

E hadi ozaman, ufleyelim bari, once kirmizi ojeli parmaklari, sonra mumlari, sonra isiltili tozcuklari...



4 Eylül 2011 Pazar

Ufak Minik Minicik Itiraflar..

Ramazani bitrdiiikk..Bayrami da..Maalesef ole 9 gunluk falan bi bayramimiz olmuyor bizim burda..hele benim sevgili firmamla..iki guncuk bir bayram tatili yaptik...Maalesef bu sefer bayramdan cok bir dinlenme arasi oldu ama ona da raziyiz:)) Simdi bu noktada itirafim..neden benim de tatilim yoooooooook...ve tatile cikanlari cok cok kiskaniyorum..olucak ama..gidenler gezsin, sag salim evleirne varsin benim icin de yesin gezsin:)..
Yurtdisinda yasamanin en zor yani belki de bu..tatillerinizi ayarlmanin zorlugu, zaman uydurmanin..bir cok ani kacirmaniz..sevdiklerinizle zaman gecirmek icin dakikalri kollamaniz...sole hic saate bakmadan aileyle zaman gecirmeyi.. Kacirdiginiz anlar cogaldikca da kuduryorsunuz...
bu bikac gundur dogum yapan birkac cok yakin arkadasim oldu..resimlerine bakip bebeislerini kokladik..sonra dugunlerini, evetleirni kacirdigimiz arkadaslar...kacirmaya uzldugunuz bi yana, gonulde koyarlar..Gonul koymayin be dostlar..ben daha cok uzuluyorum bilir misiniz? cunku benim en cok sevdiguim yerler, DUGUNLER ve DOGUMLARdir.. dugunlerde oynamaya, yeni evli ciftin heyecanini izlemeye, kendi dugunume dalmaya bayilirim...Dogumlarda ise..o minik melegin dunyaya saskin bakan gozleri, mis gibi kokusu, masumiyetini izlmeey bayilirm..kendi bebegimi de hayal etmeye basliyorum tabi artik..hani daha uzak bi ihtimal ama yasimiz geliyormus ole diyor buyukleirmiz:)..
Yani iste oyuzden kimse uzulmesin, darilmasin..bi itirafim da bu "ben orda olmayi sizin benim yaninzda olmami istediginizden daha cok istiyor olabiliyorum..."

Bu aralar buralarda havalar guzllesiyor, havuz sezonunu hem Ramazani ugurladigimizdan hem de havalarin iyilesmesinden actik..en sevdigim sey iste burda..isi gucu hasretleri bi kenera atip havuza dalip suda islatmak dertleri..Canim kocam ve ben kucucuk dunyamizda iste rahatlamak..Gidesim gelmiyor bole zmaanlarda Turkiyeye..bir itirafim da bu olsun...:)

Hayatimizi karistiran, buyuleyen, degistiren o anlarda zamanin donup kalmasi gibi..hayatin fisildiklarini kulagimi acip dinlemek..yakalyamayacagim bazi anlari kabullenmek..kendi anlarimi yaratmak yerine..iste hayat dogdugunuz yerden uzakta boyle anlamli kaliyor..yillik dostlairniza giren karsikoyulmaz mesafeler yerine, gurbette bi aile sicakligini bulmaya claistiginiz yeni dostluklarda yeseriyor..ayni itiraflarda paylasip, ayni ortak paydada bulusmak icin..bilmem belki son bir itiraf daha..ben dostluklar kazaniyorum..dostlarimi da ailem ide ock ozluyorum..ama hayatim devam ediyor..kabullenmek istemesem de sevgili mertimin dedigi gibi"biz burali olmusuz"...

16 Ağustos 2011 Salı

Ramazan'da Orta Dogu'nun Moderni Dubai'de Yasamak

OrtaDogu'nun tam gobeginde, Iran Korfezine bakan kiyin en sivri ucunda..Komsu ulkelerinde, seriatin ve politik olaylarin kaynadigi donemde..elindeki Maddi!! imkanlarin nedeniyle etkilenmeyen, olaylarin cikmasina izin vermeyen Birlesik Arap Emirlikleri'nin en populeri Dubai'de Ramazan nasil geciyor??...Hani Modern hayatin Bati ulkelerini aratmayip, luksun her koseden fiskirdigi Dubai'de Ramazan ayinda, bu Modernizim aslinda yerini Seriatin kurallrina biraktigini soyleyebilirim binevi..olu sezon kendini gosteriyor, havalar da iyice isinmis oluyor yazin ( 50 dercelerden bahsediyorum isinmasindan kastim:))Gunduz vakti disari ciktiginizda, olu bir sehir..acik yemek, icecek,dondurma,seker gida tuketimini hatirlaticak hic bir dukkan bulunmaz Ramazan'da buralrda..Bulunmamasi ile birlkte, disarida bunlarin tuketimi de yasak..su icilmesi, hatta leinizde sise tasimaniz dahi..kati kurallar sirket yemek saatlerine de yansiyor..gerci tek guzel yani, Hukumet yasasiyla claisma saatleri 6 saate indiriliyor..erken kaciyorsunuz sirketten..e tabi patronlar izin veirrise..Nitekim bizim sirket yani claisma saatleri yuzunden SIKI yonetim ilan etti bile sirkette, Hedefler gunluk hatta saatlik olarak yeniden heseplandi..o iki saatin acisi fazla da fazla cikariliyor ya neyse..saat 3 bana bye byeee:))).
Ama hani yigecege yaklasima konulan bu tuttuma yabancilarin-musluman olmayanlarin tutumlari alsinda okadar da korkunc dgeil, yani benim gibi sorgulamiyorlar, en diyorum ki yani zaten Ramzan nefis koreltme ayi dgeil mi e ozman neden yasak, nasil kendimizi gelistircez..ama yabanciya gore onun ilk gordugu ramzan Dubai'de..nitekim onun icin de gecerli kuralalr burdakiler..Turkiye'de boyle mi ? diye soruyolar..henuz degil umari mda olmaz derken icim ciz ediyor..hani sokaklarda sortla flana gezneleri tartakliyrlar, sevgilelri otobusten atiyorlar, he bi de iftar oncesi sigara icen bi kadinin tartaklandigi haberini okudum ama henuz yemek yemek serbest..durum bundan ibaret...
Iste Ramazan ben de nasil mi geciyor, sicaklarin beynimi kaynattigi ogle sicaginda son su depolarim da tukenip eve geliyorum 4 e dogru..oh bunun keyfini degismem hicbirseye..
OrtaDogu'nun tutuculugundan siyrilmaya calisip Modern turizm kenti Dubai'de gizli koslerde yemek yigen yabancilar ve oruc tutan-tutmayan,musluman-hristiyan-ataist.. bir ay sonra en cilgin eglence mekanlarini tikabasa gene doldurucak..minicik etekler,askillarla heryerde gezebilecek-ki Ramzan boyunca daha usturuplu giyinin dneiyor ama kati bir kural yok- hem de hic tacize maruz kalmadan..hem de enufacigina bile..bu denge dunyanin baska hangi yerinde kurulur ki? Paranin ve caydirici kurallarin gucu mu acaba bu?...Turkiye'de hayal ettim de bi an..Iftar saatine kadar yemek yemeyi disarda yasaklanabildigi ve de sokakta rahatca sortla mini etekle, askiliyla gezilebildigini....himm..

Afrika'da acliklar yanibasinda ulkelerde isyanlar..Dubai'de En luks otellerde en buyuk acik bufeler...tadina varmadan,denenmden de olmuyor..ama olanlari gormezden gelmek de..huzurnu efsunlugunu,tilsimini yasayabilmek adina..daha falza duyarli ve dikkatli..sorguluyorum iste..

Herkese Hayirli Rmazanlar olsun....

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Jambo

Daha bir onceki ucaktan ineli henuz 4 saat olmustu, simdi yeni maceramiza uzanmak icin yeni bir 5 saatlik ucus bizi bekliyor...onumu secemiyorum gece yolculugu oldugundan lenslerimi cikardim..gozlugum ise sirtcantamda ve bu uykusuzlukta onlari aramaya hic niyetim yok..yerimizi bulduk hemen yerlestik..goz kapaklarim agirlasti ve o muhtesem uyku beni kacamayacagim etkisine aldi...arada bir girilen hava bosluklarindan sallaniyoruz ama bu yorgunluk sayeisnde korku yeirni agir bir huzura vermis durumda...kahvalti servisiyle burnuma gelen kokular kaldiriyor beni uykumdan...gunes dogmus .heryer yemyesil bulutlarin arasindan kare kare bolunmus araziler kusucusunda kirmizi toprakla karismis yesiller..arada minik minik evler...Evet Afrika ayaklarimizin altinda...
Kapkara tenleri, uzaktan beliren bembeyaz disleri ve goz aklariyla , yillarca degisen somurgelerde hayatlairni yasamay cabalayan elleri kocaman, upuzun boylu, guclumuguclu irk...
Maceramiz Samburu'da basladi ve Masai Mara-Tanzania Sinirina kadar uzandi...Belgesellerde izlediklerimizi canli canli sahit olduk..Avlanmalarini, birbirlerini kovalamalrini, uyuklamalrini,kurlasmalarini gorduk vahsi alemin...
Doganin kalbine yolculuktu bizim icin..ufacik valizimzdeki esyalar sanki bize orda yasasak bir omur yeter gibi geldi...kameramizla her ani resmettik...Gunesin dogusuyla doganin uyanisini izledik..kizaran gokyuzyle uyanan dogada yasam mucadlerine tanik olduk...yerli hayatlari ziyaret ettik..dediklerine gore hukumet , artik en buyuk ve tek geleiri turizim olan milli gelirin surdurulebilirligi ve turizme olan ilginin artmasini saglamak adina, yerli hayatini surdurmesi icin kabilelelre oldukca yuklu bagislarda bulunuyormus..bizim aklimizda gonlumuzden ne koparsa birseyelr birakriz dimi diye konustugumuzu onlar ziyaret oncesi bize turistik makbuz keserek odememiz gerektigini soylediler bile....vahsi doganin kuralalri insanlar icin daha da carpici...
Ufacik, malzemesi tezek olan kulubelerde!! yasamlari inanlimazdi..gunes butun gun tepede..ciltleri kayis olmus derler ya aynen ole...cocuklar heryerde..yusvuralak hatlari iri gozlerinde capaklarini yigen sinekleriyle hayattan, gelecekten, kaygilardan bir haber bulduklari iki calilik iki tasla oyunun pesindeler..dokunmaya claisyorlar bana ellerime, giysilerime, yuzume..tanimaya anlmaya calisyorlar beni...alip gorturmek istiyor insan birini..once guzelce yikayip doyurmak sonra misler icinde uyutmak...Kadinlar ise aksam yemegi pisirmenin telasinda..evin icersinde yakilan ateste...erkeklerse..bulduklari golgelikte gun gecirmekte..Tursitler gelince kapilarina, hepsi toplasip gosterileirni sergiliyor danslariyla baslayan sovlari kadinlarin giysileri takilari, evleriyle devam edip, kurduklari mini pazarda bize satis yapmlariyla son buluyor:) yani ticaret kabilelerin de gecim kaynagi olmus...
Cocuklar gibi her gun sabah 6'da bugun yeni hayvan ne gorucez ne maceralr bizi bekliycek diye uyandik..doganin bir parcasi oldugumuzu tekrar hatirladik...ufkumuzu busefer baska yonlerde actik...karnimizi doyuracak kadardan fazla olan gelirimize..dogdugumuz kosullara sunulan imkanlara sukrettik bir kere daha..doganin bir parcasi oldugumuz her unuttugumuzda kendimizi nasil da komik seylerle oyaladigimizi, kaybettigimizi farkettik bir kere daha....
Sezlonglarin uzerinde kaldigimiz cadirda karsi kiyida, kovalarla su tasiyan yerlileri gorebilyorduk..cadirimiza ise hergun iki sise su birakliyordu en az...!!doganin safligini cektik icimize...gunesin dogusunu ve batsini resmettik hafizamiza...ne zmaan daralsak gozleirmiz kapaticaz ve iste o harika gun dogusu bizimle...

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Alaca Bulaca Gezmece

Ah sole gazetelere baktigimda hayatin gercekelri pat pat carpiyor yuzume, hele yurtdisinda yasiyorsaniz surkeli gundemi gazetelerden takip edip, abartili mansetelrin etkisinde ooolece kalakal oluyorsunuz..
Hasta karisini birakip genc sevgilisiyle evlenenler, skandallar, entrikalar, sohretler...
Bu hayati bazilari nasil aligiliyor hic aklim almiyor..yani hayat sadece ceplerindeki banknotla, kullandiklari markalar haline nasil donusebiliyor, nasil cikarlari daha muhim, vicdanlari daha onemsiz hale donusuyor..bu insnalar hic gece yatarken bir kokruya kapilmiyor mu? hic sorgulamiyorlar demekki sonrasini..bilmioyrum ama benim aklim al--miiii---yoooor....
---------------------
Ben buyuyunce :)cocougumu sirf okul bazli yetistirmiycem..sporunu yapsin yetenekliyse sporcu olsun herturlu dersnaeye ozel hocaya para akiticagima neden spor hoclarina antrenorlerine akitmiyim, neden spor musbakalrini izlerken hop oturup hop kalkmiyim ococugumun..ya da filmini izlerken aglmaiyim, ya da galerisini gezerken ben den aldigi ilhama sait olmiyim? acaba simdi bunlari demek kolay..isin icine girince ben de haydi odevlerin basina diye ders dudugumu claicam mi?....
--------------------------------
Gunumuzun gurbet kuslarinin arkadaslarini takip ettigi son trend Facebook'tan takip ediyorum okullairni bitirenler keplerini ucuranlar mevsimi..nasil da geciyor zaman..oysa daha dun agliyordum sinavim igrenc gecti diye:P..Ama simdiki genclik( evet ben de bu lafi kullanamaya basladim..ininin) bi baska rahat..bi baska gozu pek..gozu acik...kanmiyor hicbiseye..en ala telefonlari, en ala bilgi kaynaklari elinde kandirmak mumkun mu? benim bile saf saf dinledigmi onlar gulup geciyor..acaba yasla degil de benim safligimla mi ilgili hersey?.....
-------------------------
Ve de efendim tatil sezonumuz aciyoruuz:) bu hafta sonu Istanbul bizim, biz Istanbuluz...Aileyle hasret gidermeye bile yetmiycek bir haftalik suremiz var ve hersey herkes gozumde tuutuyor..keske hic uyumadan gecirebilsem bu bi haftayi ve hic zaman kaybim olmasa...gunduz sevdikelrimle zaman gecirip gece uyurgezer gibi o sokaka senin bu sokak benim ozledigim yerleri gezsem.....Istanbul sonrasi da duragimiz Kenya...evet bu seferki yaz maceremiz Afrikada soluklanmak...ayarladigimiz safari turuyla goc mevsiminde de olunmasindan dolayi Tanzanya ya goc eden tum vahsi hayvanlari izliycez safariyle birlikte..Asilar olundu uzun kollu sinek gecirmez gomlekler alindi, spreyler cantlarda 4 saate bir surulmek uzere yanimizda bulunacaklar..macera dolu gunler bizi bekliyor yani :)..ama ama geri dondugumuzde tazecik yen aldigim fotograf makinamla muhtesem kareler olucak elimde...En onemlisi de is stresinden hayatin derdinden biraz sole uzaklasicak olmamiz sevgilimle, birbirmize zaman ayirip hayatin tilsimini hatriliycaz gene..gozgoze, elele genclesip liseli asiklar olucaz gene...en en cok heyecanlandiran da bu beni..
--------------
Duba'nin sicaklari almis basini yurumusken bu aralar su iki haftalik kacamak cok ama cok iyi gelicek..nemden onumuzu goremedigimiz hava facialari yasanirken..mis gibi ciciek kokulari, toprak ve canli hayatin icine dusmek, ozledigimiz dogayi bize fazlasiyla vericek..hem de busefer tum vahsiligiyle:P...
-----------------

1 Temmuz 2011 Cuma

Karmasik Diyar

Altin kaplamali heybetli demir kapinin onundeydi, arkasinda ne oldugunu hep hayal etmis, sorular sorup, fazla sorgulamamsi  icin gercekleri, kendisine anlatilan  hikayaelerde buyuk gucun resmini kafasinda daha BUYUK bir sekilde canlandirmisti hep..upuzun sakali metrlerce uzaniyor, elleri iri mi iri..gozleri ise masmavi, buz  mavisinde cakan simsekler gibi, sesi ise..heryeri inletmeye yeter, onu firtina misali ucurmaya yeten bir nefes, kulaklarini sagir etmeye yeten bir guc ile konustugunu canlandirmisti..iki nobetci basiyila isarete ettiler takip et bizi usulca, yurur gibi degil suzulur gibi gel arkamizdan, etekelerimizin dibinde ol ama arkamizda yokmusun gibi bekle sirani...ilerlerkerken sisli koridorda, hic bekledigi gibi bir his kalmadi icinde, kokusunda farkli birseyler  vardi yolun..kapisina geldiklerinde buyuk gucun simdi sadece sen varsin, gormek isteidginden baskasi giremez yanina, duramaz onunde dedi nobetciler...klabi yerinden cikacakti..nasil konuscagini, ne soyleyecegini bile bilmiyordu,
Kapi acildi, icerdeki binlerce kusun civiltisi bir anda kesildi...ilerlerken onun gucunu daha yakindan hissediyordu..
"Ahhh sonunda gelebildin, hadi cabuk yanima gel, bunu izlemen gerekli"diye heyecanla, hatta ondan daha heyecnala bagiriyordu yanina gelmesi icin..neydi onu bu kadar heyecanlandiran anlayamamsti... ama o buyuk guc korkulmayi bi yana birakin kosup sarilip hic yanindan ayirlmak istemeyecegi kadar muhtesemdi...
Genede urkekti yaninda..onu kirmak, incitmek, uzmek istemedigi icn her hareketine cok dikka ediyordu,
Onu bukadar neselendiren se,Karmasik Diyar dedikleri yerdeki iki minik canlinin gulusleriydi, neden bole gulduklerini hic anlyamamisti..sormaya da cekiniyordu...
"Eveet simdi gelelim senin buraya gelmeni neden istedigime"dedi o guclu sesiyle, bekledigi gibi onu yerden havaya ucuran, saclarini diklestirecek tuylerini urpertip kalbini durduracak bir ses tonu yoktu, tam aksine yumusacik, usul mu usul..sevecen mi sevecen...
"Su Karmasik Diyar hakkinda ne dusunuyorsun bakalim?"
Ne mi dusunuyorum...burasi gibi olmadigini ama burda olmayan seylerin orda oldugunu hayal etmistim, ama icim de oraya gitmesem hep burda kalsam diye de geciriyordum..icimde birsey uykularimi kacirircasina beni etkiliyordu..anlam veremiyordum
"E sey bilemeiyorum yani farkli bi yerdir diye dusunuoyrum, ama  ama...be..en dusundukce...tum guzel hatiralarim kayboluyor, Karanlik kapinin ardinda gibi hissediyorum kendimi"

Yuzunde bir gulumseme ; "Ahahaha anliyorum seni cocuk..senin duygularini ifade edecek hislerin yok su an..karmasik diyarda korku diyorlar buna..bilmedigin, emin olmadigin konularda..kapkara bir odaya girip onunde arkanda ne oldugunu bilmeden yurume hissi..korkudur..ama her korkuyu yenmek senin elinde, senin olaylari degistirme isteginin olup olmamasina, buna da Cesaret diyoruz Karmasik Diyarda"
 Ne de cok farkli seyelrdi bunlar, ah anlattiklairni sindirmeye calisyordum ama bana cok yabanciydi..ben ben burda heran  onun yaninda kalabilirdim..bunlari dinleyebilirdim..
"Duygulari var Karmasik Diyardaki canlilarin, senin icin cok yeni bunlar..aklinin karismasi cok normal" birden dogruldu oturdugu yerden...ne de heybetli ne de guzledi.."gel benimle" arkasindan usul usul ilerliyordum..ulu agacin onunde durdu cebinden kocaman bir madalyon cikardi...
"Iste dedi bu madalyon Karmasik Diyara seni gonderdigimde yanindan hic ayrimayacagin, her korku yaratan durumu toplayip icine koyacagin madolyon"
"Karmasik Diyara gidecegim zman mi?" ....
"Evet, senin cok onemli bir gorevin var....Surdan izladigim diyarda herzmana gulen canlilar olmuyor..ne yaptiysam..duzeltemedim..Canlilar..birbirlerine herturlu korku dolu olayi yasatmaya surdurduler, hep daha iyisinin olucagini beklerken daha da kotuye gittiler...yenii canlilar yolladim, umutlari devam etsin, diyari degistirsinler diye..kimisi korkutucu canlara donustu, kimi ise korkularina yenik dustu..geri kalanlar ise ufacik bir topluluk"
"Peki ama ben ne yapacagim bu madalyonla? hem benim hic bir gucum yok"
"Hayiirr...sen de karmasik diyara yolladigim her canli kadar ozelsin..tek bi ozelligin var snein farkli bir gorevin var...bu madalyon senin yarimcin olucak..korku yaratanlari Kotu adamin diyarini yollayacak tum korku yaratan olaylari bu madalyona hapsediceksin..ve boylece karmasik diyar artik farkli bir gelecege hizmet edicek.."
"Bu cok onemli..seni hep hakli cikaricam..soz veriyorum..peki bana yardimci olucak misin? nasil bilicem bukadar karmasik seyi ben nasil anliycam..?"
"Hem de her an.."
Elimde madalyon heybetli kapinin onunde buldum kendimi..boynuma gecirdigimde tum korkualrin yukleri omuzlarimdaydi...ya ben de kayboluk godenlerden olucaktim ya da azicik kalana toplulugun arti birinci uyesi..madalyonuma doldurup korkulari...huzuru salcaktim karmasik diyara...yalanlari,acliklari, gozyaslarini, sefillikleri tilsimimla toplayip hapsedecektim kotu adamin diyarinda...Madalyon agirlastikca Karmasik Diyar, huzura kavusacakti benim tilsimimla...
Kapidan cikmadan karmasik diyarla ilgili son bir ipucu daha verdi "Sen umudun en buyuk parcasi olacaksin diyarda...madalyonun iste tam burada kalbinin yaninda vicdaninda duracak seninle, cok yuklendi diye sakin uzulme,yilma...sen umut olacaksin kendi ozel tilsiminla"

17 Haziran 2011 Cuma

Bi bakalim..

Bi bakalim neler olmus..
sabah kalk gerin..biraz daha uyusaam de..yuzunu yika..bi bardak suuyunu ic..giyin..sacinis yap aaa o da nesi askim kahvaltiyi hazirlamis bile:)..kahvaltini et..kosedeki kanepeye dogru bak..keske biraz daha uyusam de..hadi hadi tembellik yapma..sofrayi toparla...disleri fircala..makyajini yap..cantayi sonkez kontrol et..spor kiyafetleirni de busefer taytimi unutup sevgiliyi yormamaliyim..hersey tamam..haydi yola koyul..arabaya bin sur surr suuuuur...parket..ofise yuru of of cok sicak eridim...plazaya gir ooof buz gibi buuuzzz nasil bir klima ayari bu...ofise gir"Goodmorning, sabah-i serif, Dobro-utro, Bonjour,..." mailleri kontorl et of yigilmis..toplanti, cik ekibi gazla, mudurden ufak tefe k azarlar listede eksikler var..o renk olmamis..of tamam..yemege in yemekten gel..haldir huldur haldir huldur caliiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiis...o da nesi saat  6 yi gecmis..haydi kacama vakti...arabay biiin...spora koooooosss...terle terle stresini at...ve askina kooos eveine kooooosss...:)yemek varmiyid bi iki sey ekelyi ver..himm mis oldu..donandi gene masa..afiyetle yielim yemegimizi..bi iki film..biraz ask:P hihihihi...o da nesi gene sabah oldu.....gene bir baska guuuuuuuunnnnn:)

kosturmacali mi hayat? gene politika da icimizi sisirdi..dusunceli beyinler cene de eller olece bakiyoruz...
Pollyinacalikik da oynayasim hiiic yok...kalmadi yani ole birsey..gozum acik...iste degisen birseyler olamiyor bazen..hergun baslayan gun de kosturmacanin icinde biz dongunun icinde gideduruyoruz..
korkuyoruz...icimiz huzursuz...ama ben mutusz olmak istmeiyorum ...hzusrsuz da...endisli de...buyuk bir aile olmak sitiyorum..gunluk hayatimda sabahtan aksama yaptigim rutine harika tatlar katilsin istiyorum..iste her yeni gunde bu icimi buran seyler beni artik cok etkileyemesin istiyorum...duyarsiz olmaktan  korkuyorum...ama mutsuz olmak da istemiyorum...

Belki buyudukce...daha da olgunlasdika cozum kendiliginden gelir oturan karakterimle...

Dubai'de yasam bir fanusun icinde sanki burda hersey calistiginiz is kadar..sosyal duzen yok...poitlika da..haklar da yok... benim ve esimin birer caliisan olarak bu ulkede hic birsey deme hakki yok mesela..ama imkanlari harika insanlarin kazandiklari paralar, claistiklari sirketler, yasayabildikleri sosyal olanaklar da...kafaniz "rahat"ama iste nereye kadar "rahat", huzursuzluk verici bir rahatlik...ama geride birakmak istemiyceginiz kadar da... guzel...

"Dayanamiyacagin bir noktaya geldiginde sakin pes etme, cunku orasi gidisatin degisecegi yerdir"MEVLANA...

26 Mayıs 2011 Perşembe

Belki..

Yorgunlugunu hissettiren gunun ardindan bir kadeh kirmizi sarabin yerini hic bir sey tutamaz...upuzun bakimli tirnaklarindaki bordo ojeleriyle kavradigi kirmizi sarab kadehini elinde cevirdi cevirdi..bir yudum alip calkaladi agzinda..uzun zmaandir ozledigi bu tadin hic bitmemesini diledi..verdigi mayhosluk, rahatlik keske hep surse..sigaranin dumani yukseltirken havaya...eski gunlere daldi genc kadin,  calan muzikte, ask, isyan umutlar dile calinmisti..kendi hikayaesini harmanladi sozlerle..daha da icli soyledi sarkiyi..ayaklarinin ucunda dolanan kedisi kucgainda olmak icin, oksanmak icin herturlu cilveligi yapiyordu..artik isinan havanin agirligini dgaitiyordu buz gibi sarabi..ayaklarini uzattigi sehbanin diger ucunda yillardir tanidigi bildigi sevgilisi..o da kendi kadehinde dalmis baska diyarlara...mirildaniyordu melodiyi...simdi baska yerlerde olmanin hayalini kurdular..yapmak istedikelri yapamadiklarini...baska zamanda baska bir diyarda kendi utopyalarindaki hayati canlandirdilar...sarab kirmizisindaki kadehte hayalleirni izlediler..
kedi mirildandi mirildandi dayanamyip en sonunda kucagina atladi genc kadinin..yerlesince kucagina miriltisi gecip, multuluk hiriltilarini arttirdi.."keske biz de boyle her istedigimize bu arsizlikla ulasabilsek, kimseyi dusunmeden, ben bunu istiyorum ve yapiyorum ozgurlugunde, hovarldaliginda davranmayi cesaret etmeyi basarabilzek"...
Bir nefes daha cekti sigarasindan...son yudumunda sarabin son hayallerini de cekti icine..
Hayatta en guzel seydi su yorgunlugu alan kirmizi sarap..okuzgozlerinin mestedici hale gelmis hali....
Onlerinde rengarenk isikli sehir dans ediyrodu adeta..hic uyuymayan sehirde...his bitmeyen karmasada kaybolan hayatlardan olmadiklarina sukrettiler..saraplarinin tadini alabilidkleirne de..kipkirmizi rengini secebildiklerine de...
Bu sehirde son gunleriydi..okullarini bitirip, ciktiklari uzun tatilelrinin de..bilmedikleri dillerde, geleneklerde gecirdiler bu donemi..anladilarki yasamak icin bir kartvizite gerek yok ve farkettilerki anlasabilmek icin ayni dili bilmeye de gerek yok..Farkliliklari yaratan ne mi?..ayni renkteki sarabin farkli marklarinda bambaska etiketlerinin- farkli tatlarinin olmasi..

Bir kadeh daha dolarken buzlandi cam bardak...onlerinde sehir isiklari dans ederken..mayhoslugu ne de rahatlaticiydi sarabin.. Mirildandi Mevlanayi,

  " Sarap Bizden Sarhos oldu biz ondan degil,
   Beden bizden var oldu biz ondan degil"

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Bu Gunlerde..Soluk Mavi Nokta

Bilir misiniz su tekerlemeyi ? hani harflerin okunuşunu ogretmek icin kullanilani;

"la leyli lala lula da lambirleyli lap lupyani her harf icin yapabiliriz 

"ca ceyli cala cula da cambireyli cap cup"

ya da "ba beyli bala bula da bambireyli bap bup"... her harf icin degisse de aslinda tekerlemenin koku aynidir..bas harfler degsisir, verdigi hava degisir..yapisnda tek degisen bir tanecik harf olmasina ragmen her harfte ayri bir  komiklik, nese varidr:) nereye gidicem biliomsunuz bununla...bize..iste hayat efendim ayni bu tekerleme gibi..basliyorusnuz "b"den surekli ilerliyorsunuz, ayni seyelrin etrafinda donuyrosunuz gibi gleiyor..ama size oyle geliyor, cikan ses apayri, yazilisi da..biraktigi etki de...
yani her gun 'ha heyli hala hula da hambireyli hap hup"diye gecmiyor..:) sessiz harfler bitince ne olucak tek duzelesicek diyorsunuz..yo seslileri degsitirriz simdi de...
demek istedigim..nekadar gunler ayni gelse de bizim icin...sakin kandirmayin kendinizi..hergunun sesi ayri..sizde biraktigi etki de..degisim de...sizin ogüne bıraktığınız etki de...
-----------
gecen gunler de elime sevgılı arkadaslarımdan bırınden gelcen  bir videoyu paylasmak istiyorum sizinle...sole bı an aldı silkeledi beni...bütün basit gerçekliğiyle ben bu mavi noktanın en baş yapıtlarından bir tanesiydim...nasil olurda bu kadar ben merkezci olabiliyordum hayatta ve iste o buyuk gercegi gormezden gelebilyordum-duk.  Gunlerimizi kosturma, yaristirma havasinda geicstirirken...Carl Sagenín haizrladigi Soluk Mavi Noktayi izleyin derim, kendimizi kaptirdigimiz gundelik hayatta, aslinda biz nerdeyizi cok guzel anlatiyor, bi izleyin anliycaksiniz demek istedigimi:)...ama sakin etkisini negatif olmasina neden olmayin..takilmayin ufak tefek sıkıntılara onun ıcın ızleyın..yüreğinizi daraltmayın. Çözümün asla olamayacağını düşündünüz noktalarda aslında sadece gerekli olanın zaman olduğunu tekrar hatırlatın kendiznize.... karsınızda Soluk Mavi Nokta-Carl Sagen he bide sevgili Nazım Hikmeti okuyun,   en sevdiğim dörtlüklerinde, verdıgı en anlamlı yasamaya daır tavsiyesinde..


Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                      hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                      yani bu koskocaman dünyamız. 

Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                      zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 

Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için...


Iyi Seyirler...

6 Mayıs 2011 Cuma

Hidrellez

Senelerden sonra ilk defa hem de kendi evimiz de hem de Dubai'de Hidirellezi kutladik:)..Bu sene kacirmamak icin telefonuma alarmi kurdum..beyaz A4 kagitlairmi hazir ettim...
Hatirliyorum kucukken ben pek bi heyecanla inerdik apartmanin bahcesine, tum komsular toplanmis gecenin o vaktinde, gul dallarinin kenarlarinda..sanirim baska hic bir kuvvet o saatte okadar kisiyi asagiya gonullu olarak indirmeyi basaramaz:)..ellerimize kagit tutusturulur cizin hayalleri..:) e ozamanalr sinavalra hazirlaniyorduk okul da okul cizerdik:) evlenmek isteyenler gelinlikler icinde kendileirni cizer, cocuk isteyenler bebecikler, ev araba her biri sembolik cizittirlirdi...
Dun gece de aldik elimize kagit kalemi..cizdik de cizdik hayalleri...kagida dokunce hayalleri goruyorum ki aslinda pek de bi beklentisi yok ya su insan oglunun hayattan..ama bu sefer ole mutevazi davranmadik..madem istiyoruz en bol sifirlisindan olsun banknotlar, en luks markali arabalar, satafatli evler, kalabalik aileler:) bakondaki begonvile tutturduk kadifeden kesede dirhemleri ve hayal kagidimizi..hizir dedim gel gor bizi..ve tum dilekleri olanlar..bi dokun kagitlara..ugurun, bereketin bollugun bulassin bizlere de...
Atesimizi yok tu tabi atliyacak ustunden:) bu da kafi..sabaha erken kalkip baktim resimlere:)) kadife kese de sanki daha bi dolu geldi...

Seviyorum ben boyle gunleri...gelenekleri..necok anisi birikir, unutlumaz olur yillarca baksaniza...cizerken istekleri yasiyor da insan biyer de...simdi hani yapiyorya insanlar kursalara gidip, meditasyon egitimlerinde..burda da goruyorum hayalleirnizi cizin diyor egitmen....e biz bunu hep yapioyoruz...hidirellez adi...yani arayisa gecmeden..isteklere cozum bulmadan kendi ozundeki ogretilere baktiginda insan, aslinda ihtiyac duydugu her cevap, her yol icinde..gelenek, gorenek kaliplarina sikistirlinca insanlara sacma, gereksiz geliyor ama the secret kitabinda yazinca niye daha anlamli ve yaldizli gozukuyor:??..

Sevgili Hizir, tesekkurler bizi hep buzaman kadar gordugun ve dun gece de eminim ziyaret ettigin icin..:)..
Herkesin guzel gonullerinden gecen tum dilekler tum hayaller gercektir insallah...hem de kat be katini:)

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Dusunce..



Hayatta basarili oldugunuzu nasil olcersiniz?
Baskalari, sistem, ogretmen, aile, mudur,patron sizi acimasizca yargilayip notunuzu fazlasiyla kiriyorken. siz kendi notunuzu fazladan vere biliyor musunuz? 
Basarili bir insan olmaya odaklanmis bir hayatta, erdemlerinizi degerleriniz koruyup da onurlu kalmaya oldukca ozen gosteriyor musunuz?


Sanirim bir cok kisi icin elle tutulur sonuclarin, ele gecen paranin nekadar terfi aldigi, nerlerde yasadigi, ne markalar giyindigi, daha da muhim oluyor.. Kazanilan basarilarla bir cok erdem, deger, anane yok olup gidiyor...


Daha bencil, kenid istekleri ve duzneine odakli bir yasam tarzi, paylasmak adina, multuuklari ya da hayati ya da huzunleri, dibe cokusleri hic bir sey yok...Sadece basari odakli gecirilmek istenen zaman....ve rakamsal sayaclardan olusan hayatlar cogaliyor mu?


En basit degerler, Gunaydin, Iyi geceler demek...yorucu ve zor mu geliyor? Cagdas insan olabilmek oenmini yitirp, cuzdaninin dolulugu, kartvizitinde kabartmali yazilmis "title"onune mi geciyor herseyin? Durustlugun, mertligin, onurlu durusun, hayatin sirrini cozmenin...


Peki ya Spirituel anlamda arayislara nedemeli, bu tur ugraslar, sinif ayrimciligini arttirmak icin insanalrin aslidna egolarini tatmin ettikleri bir arac mi oluyor?..Daha insancil, maddiyattan soyutlanmak varken, rahatlayip birolmak, arinmak varken...etiketlerinize yenisini mi ekliyor acaba...


Kibarliginizi, aile terbiyenizi bozmadan yasamaya claisanlar..goz ardi edilip..agizna geleni soyleyen, nerede neypmasi gerektigini bilmeyenler daha mi rovasta artik...?


Ben eski kafali mi kaldim yoksa...yoksa degerler bitti mi iyice?kalmadi mi hatta...
Gulumseyerek gune basladiginizda ,tek tek ustunuze sanki tek tek askiya asilmis kuklalarin temsil ettigi  zorlu etaplar gelior gibi hisseidyor musunuz sizde...siz bole duz platformdasiniz ilerledikce platform yuzunde o siritik kocaman gulumsemesiyle kibir kuklasi geliyor bom carpiyor sizin parlayan yzunuze, isiyan kalbinize...sonra egoist kukla...paaat..sonra cahil kukla...paaaat...
nebilim kendimi bu platformda surekli akiyor gidiyor hissediyorum..kuklalardan binlercesi var...carpiyorlar her gun pat pat..ama kimbilir belki de bana her carpislarinda bende azalan gulumsem degildir de onlarda farketmelrinisagliycak bir etki yaratir he?...


Sevgili Albert Einstein, "Try not to become a man of success but a man of value" yani "Basarinin adami olmaya degil, degerlerin insani olmaya claisin demis...iste basarilarin egolarin kolesi oldugu bu hayatta..yuzumuzde kocaman gulumsememiz...kuklalara bazi degerleri hatirlatmaya- hala burdalar demeye ve buna onemr veirirsen hersey daha da iyiye gidecek demeye caliisyoruz surekli olarak di mi?....

7 Nisan 2011 Perşembe

Sila..


Simdi bogazda balik raki,
sahilde cay simit ve marti sesleri,
gun batiminda agaran gokyuzunu, balikcilarin fotograflarini cekme,
simdi anne mamalari yeme...,
koklasma,sarilma,hasret giderme,
kardesle,anneyle,babayla...
he bi de rockyle kudurma,
barlar sokaginda gece yarisi kokarec-midye dolma  yeme,
dostlarla hayallere dalip kadeh tokusturma, geyik yapma,
cinarli sokakta elele yurume,
erguvanli yollarda mest olma..
mis gibi bahar havasini icine cekme zamani
simdi memleket zamani...



uuccc uuuccc ugurbocegiii annen sana terlik pabuc alacaaakkk:)

30 Mart 2011 Çarşamba

Bazen hayat nekadar da ani....


Hayat bazen cok ani...keske tum bu anilikler...guzel suprizler olsa..aniden cikagelse sevgilisi insanin beklenmedik anda...ya da uzun zamandir giymeidginiz montun cebinden bir 20 lira ciksa...ya da hic beklenmeyen bi ise kabul edilip hayallerinize bi adim yaklassaniz...ya da hic beklenmedik bi yerde asik olup beklemiyeceginiz kadar mutlu olsaniz..keske hep bu ani seyler hayatimizin en harika anlari olsa....
Keske ani kayiplar olmasa hayatta...ani soklar...yikintilar...televizyonu acinca aniden tum dunyanin hayatinin yikildigini gormesek...ya da bi felaketlerle milyonlarin caninin yandigini...aniden..hic yakismayan...hafizanizda hep var olucagina inandiginiz insanlar gidivermese bu hayattan...
Turkiye'de bilim yapmak nekadar zor bilir misiniz?arastirma fonlari nasil kisitlidir..imkanlar, projelere ayrilan deger, bilime ve bilim insanina yakistirilan deger ve oncelikler nekadar azdir...kucucuk odalarda yuzlerce yayin ve kitabin arasinda aylarca sabahlayip yeni tezler ortaya atip cogu insan hayati icin asiri onem teskil eden sonuclar elde etmenin zorlugunu...ailesinden, sevdiklerinden,eslerinden,cocuklarindan ayri kalip..once bilim demek nasil bir erdemdir?....nekadarda mutevazidir di mi bilim insanlari...beyinleri bilgiyle dolu, ondan bilim insani denmis ya onlara daha yararli ne yapabilirim? diye her an dusuncelerin icinde, daha iyi nesiller nasil yetistirirm? belki de cogu kez..bukadar yayinin, arastirmanin..emegin karsiligindaki bu maasimla nasil bir gelecek hazirlaya bilirim sevdiklerime? ile kaygilarla doludur....
Hem bilim insani olmanin hem de bilim insanlari yetistirmenin karisligi var mi ki ulkemizde...ya emeklerine, kendilerine duyulan saygisi?...

Minicik odasini hatirliyorum Erkan Hocamí, haritlarin, yayinlarin arasinda irice yapisiyla, bi de her gidisimizde caysiz kahvesiz olmaz degip bizi hem arkadasca karsilayisini hem de her sacma sorumuzda harika bir egitmen oldugunu ispatlayaisni..aralara serpistirdigi hayat derslerini..arada esiyle telefonda konusmalarini...
hayat bazi  anilikleri kaldirmayacak kadar hassas dengesiz...en saglam tuglayi aradan cekip taslari darmadagan etmesi gibi etkisi...
Bu anilikler diyarinda sanirim hic birseyi ertelememk gerektigi de en gercekci ve en tokat gibi carpan gercegi..
cunku o minik odasinda.."e anlat dubai nasil, esin nasil, Neslihan'dan (esi-ITU'deki hocalarimdan) aliyorum haberlerini cok mutlu oluyorum."...sohbeti icin gec kaldi benim zamanim bu ani dunyaya...

Geride birakilan idealler, sevgi dolu bir aile...hani yanarya atesin dustugu yer.....
Ama iste bilim insani olunca kaziniyor adi insanin bence bu dunyaya, benim gibi anisi ,uzerinde emegi olan yuzlerce ogrenciyle..yuzlerce yayina kazinmis ismi ve katkisiyla...

Anilikler diyarinda iste bazen dugum dugum kelimeler..acaba yuregi degerleri idealleri hayalleri buyukler icin yoksa bu dunya cok mu adi........

Not: ani ve ANI'nin bu ingilizce klaveyede yazilislarinin ayni olmasi ne de trajik bi tesaduf....ANIlarimi burkan anilik....

21 Mart 2011 Pazartesi

biraz degisiklik...



Kime iyi gelmez ki azicik degisiklik...farkli renkler farkli bir durus...sole biraz farklilik olsun istedim blogumda..havasi degissin..guzel cemali ortaya ciksin diye...
Evdeki esyalarin da yerlerini degistirirz ya hani..bilmem siz yapar misiniz? annem cok yapar mesela..bi gelirdik okulda bambaska bi yer olmus evimiz..halbuki ne esya yeni ne de ev...simdi ben kendi evimde de onu yapiyorum.ufacık evde o koltuk oraya o biblo şuraya...insan gozu alisinca eski geliyor hersey gozune..siradan...sııkıcı...
blogumda aldı bugun nasibini bu huyumdan...ama bambaşka bi blog değil işte benim blogum:) he belki hayal gücüme de etkisi olur bilemem...ama işte daha bi çıktı gül cemali ortaya sanki he?...

20 Mart 2011 Pazar

Cekik gozlerde bir huzun..


Yuvarlak yuzleri cekik gozleri...dunyanin neresine gitseniz bir grup turist toplanir miniminnacik boylariyla bi yerde ellerinde kameralari...cogunun yuzunde mikroptan hastaliktan arinmak icin maskeleri de dikkat ceker.en merakli, en durust ve belki de en caliskan toplumlardan olan Japon halki, gecen hafta gercekesen tarihin ilk 10 en buyuk depreminin icersinde yere alabilecek siddetteki depremle sarsilmanin ardinan bir de tsunami inanilmaz yikima yol acti..ama bu korkular, bu sarsintilar etkisini daha gecirmemisti ki...en korkulu bekleyis basladi nuklear santraller icin..kayiplar mi aransin..yaralar m isarilsin yardimlar mi dagitilsin diye duusnulurken snairim herkes her turlu acisini unutup bu noktaya odaklandi..kabus gibi..icim hop oturup hop kalkiyor...
Cikan haberlein birinde, nuklear santralde calsianalrdan gonulluler tayin edilip sogutma islemlerinin hizlandirilmasi kararlastiriliyor..gonullu evet cunlu bi bir olume atlayis...biraz yasca ileride olanlar genc claisanlara izin vermemis..cogunuzun cocugu yok..olmaz dmeisler..nasil kaldiniz siz bu hayatta boyle temiz boyle guzel...nasil burumedi hirs, para gozunuzu...?sistemi, insanlari,durustlukleriyle bu inanilmaz felaketi nasil ustaca atlatmaya planli olmayi biliyorlar ...bambaskalar..baska diycek bisye bulamiyorum...allah yaninizda eminim.bu guzel insanlar bu hayata lazim..duzenin carpikliginda bu duzenli insanlar dengeyi zorlayanlar..keske bundan ders cikarsa birileri..bizim gibi halkar ozellikle..bizdeki gibi yoneticiler...nukler santral diye olup olup dirilmese birileri...bizim icin felaketler cok da kolay hem de oyle 9.0 siddetine de gerek yok..durduk yerde bir ihmalden milyon canlara kiyilir...yillarca surucek kod bozukluklari kanserlere neden olunur...allahim sen esirge...engelle dunya hirsi burumus  bazilairnin gozunu yakmaisnlar gelecegimizi...
cekik gozlu guzel bebekler dogmaya devam etsin purussuz tenerei pirasa saclariyla\ o guzelim halkin, bizim dualrimizi duy olur mu?...

Nazim Hikmetin "Kiz Cocugu" siirini okur okur aglarim...gozumun onune gelir milyonlarca sucsuz hatta bi haber dunyadan katliama maruz kalan Japon cocuklari...simdi gene bir kiz cocugu cekik gozleriyle korkuyla endiseyle bakarken annesine..icinde yillarca suren tedirgnlik olmasin..ve mucizenin en guzeli armagan olsun tum dunayaya bu sefer....


KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.



Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.



Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.



Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.



Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.



                               (1956) Nazim Hikmet Ran


                                               



 

14 Mart 2011 Pazartesi

The best blueberry muffin


Hayatimda yedigim en guzel muffin bugun aklima geldi...tazecik ustunde dumani tuterdi...sabah kahvalti etsem dahi kosar alirdim om uhtesem muffinlerden...tez calismam sirasinda, colombia universitesinde konakladigim zamanlar da kampusteki bufenin sahibi kendi elleriyle sabahin ekren saatinde hamurunu cirpip meyvelerini karip firinladigi o mis kokulu muffinleri hazirlardi...ama nasil kocmanlar bi de...ve bunlari pisiren ascimiz bir erkek..ayrica gunluk yemekeleri de o yapiyor..hergun birbirinden farkli yemekler, hem de en saglikli menulerle..ama herneyse..yemekleri ayri bi konu...iste dusuverdi ya bugun aklima o muffinler..o gunler...ah new york baska bir alem..anlatsam bitmeeeez...yetmeeez..muffinlerin tadi yasamin tadi hala damagimda...gene yolum duser mi acaba gene o bufeye?..o nefis muffinler hala beni bekler mi sabahin erken saatinde acaba?..muffinimi kapip laboratuara kosarmiyim gene...?O ilk isirikta beni gene kitalar arasi yolculuga cikarir mi gene?....

12 Mart 2011 Cumartesi

Yaz(ma)mak..


Blog yasakalmalarindan sonra elim gitmiyor birsey yazmaya...hani yazicam okuyamaiycak kimse...okyanusa birakilan sisenin icindeki not gibi geliyor yazilarim bana...iste ole agir elim..ole kapali hayal gucum...
Ozgurluklere uzanan kisitlamalarin artmasi icimi daraltiyor...uzayan yargilar, sonucsuz adeletler..yazilamayan kose yazilari....tutuklanan aydinlar...okunamayan bloglar...dinlenemeyen muzikler...
Yilmak, usanmak degil de...nebilim gitmiyor elim..
Silekenmeli..biraz toparlanmali biraz cosmali icim...

Montaigne denemelerinden birinde bana soyle fisildadi bu durum karsisinda....
"Kurallar dogru olduklari icin degil kural olduklari icin yurulukte kalirlar. Kendilerini dinletmeleri olaganustu gucten gelir, baska birseyden degil. Mistik olmak islerine gelir. Kural koyanlar da cogu kez budala ya da esitlik korkusuyla haksizliga dusen kimselerdir. Nasil oursa olsunlar, insandirlar sonunda, yaptiklari her sey cabuk bozulan ve degiskendir. Yasaklardan daha cok, daha agir daha genis haksiziliklara yol acan ne vardir?" 

Bu denemeleri yazarken kimseyi dusunmeden, yasaklari gormeden..okyanusa birakmis bir sisenin icinde adeta notlarini...yuzyillar gecmis..o sisenin icindeki not, teknolojinin bu safhasinda, bu zamaninda paha bicilemez bir dogruluk tasimis...Iste yasaklarin ket vurdugu zihinler, kalemler aslinda yuzyillarca yasamayi bu sekilde basariyor demekki...aslinda sisenin birakildigi okyanusta...hepimizin fikirleri birarada...ayni okyanusta yuzup carpisip, birlikte, karada onu bekleyen kisilere cevap, yol gosteren oluyor... ..

Iste bunu hissetmek..farketmek su an..guzel bir his:))



5 Mart 2011 Cumartesi

Haaaydiii...


Bi kac gun oncesinde Turkiye'de bloglara erisim engellendi..yasaklandi...Ne olacak ya simdi? Sastim kaldim ben..sebebi ise gereksizlik...sacmalik...ozel kanllar toplulugunu iyice ayrimlastiran kurulusu bilmem ne markasi maclardan gosterim yapan bir kac blogcu yuzunden cok darbe mi almis...acmis mahmeke..karari cikartmis.."engelleyin bu sitel uzantili tum bloglari, ucurun kafalarini"...kalakaldik mi ortada..hak hukuk devleti iste Turkiye..sormadan, arastirmadan adina konan sifatalrla isleyen kanunlariyla boyle bi yer...baya sesi cikiyor tum blogcularin ama..paylasim sitelerinde gruplar olustu..haydee hayirlisi...
Bu dunya, duzen bakalim daha neler cikartcak onumuze...ama ne yapmali..devam yazmaya..paylasmaya...var bicok yolu "caktirmayin" bazi yollardan erisim saglamak bloglarimiza:)...eee yasaklar hep bize...engeller..zorluklar..dalgali denizler...haydee at koca kulaclari blogcu...as dalgalari...uzan turkiye'deki izleyicilere...duysunlar bitmeyen hayat oykunu...hikayaleirni..hayallerini....gorsunler gucunu...

25 Şubat 2011 Cuma

Minik Kardes Artik Kocaman Adam


Sabahin erken saatlerinde..annemle babamda bir telas..aklim almiyor ne oldugunu sonra anliyorum dogum zamani geldi...apar topar cikiyorlar evden..icim bir burkulyor korkuyorum..Ya annem geri donmesse!!! Komusmuz birakiliyor basima..heyecnali bekleyis basliyor..okulu kirmak icin de fevkalade bir firsat ama...ozamanlar cep telefonu falan yok..nasil haber alicaz ki..ancak isler yoluna giricek babam telaseden zaman bulup, kendine gelip ariycak bizi..nese aksam uzeri geldi haber..erkek kardesim oldu diye:) kucugum daha bilmiyor musum demek ki cinsiyetini onceden...seviniyorum abla oldum ya hani gurur kapliyor icimi..heyecandan dort donuyorum gidip acilen gormem lazim..haytaimda gorucegim ilk bebek..nese ertrsi gun babam beni goturcegini soyluyor..ne giysem ne giysem simdi bu ilk tanismaya kokos kiz olarak..annemin en cok sevdigi fitilli kadife pantalonumla yesil orgulu kazagimi giyiyorum.ki normalde asla bunlari giymem...dusuyoruz yola...icim kipir kipir..dogumevine yuruyoruz..heryer pembeler mavilerle donanmis..kocaman bi pencerenin arkasinda bebekler...bizimkisi bi kosede gozler fildir fildir...annemi gormeye gidiyorz sonra..hayal meyal kafamda her an ama net hatirladigim bir sey hemsire bebegi getirdiginde ilk benim kucagima vermesi..kara bi bocek..ama nasil sevimli..elleri yumuk yumuk..
Eve yerlestikten sonra..her aglayisinda her agunda yanina kosuyorum..allahim naisl guzel...hayatimin en anlamli hediyesi bana belkide...o gunden sonra artik "Abla"idim...
Ilk gordugum gunden beri seni o pencerenin arkasinda hayalini kurdugum en parlak gelecek seninle olsun, saglik mutluluk sans, bolluk, harika bir egitim ve gelecek dileklerim, dualarim hep dilimde...

Minik kardes...Iyi ki dogdun..sen benim elimde yurudun...ama ben seninle buyudum..biliyorum bir cok zaman o vazgecilmez didismelerimiz oldu..benim cekilmezligim...senin inatciligin birlesince....Ama benim icin hayat o karla kapli Istanbul sabahinda gelen bebekle bambaska oldu..daha bir anlamli daha bir sorumluluk sahibi...simdi icim bambaska heyecnalarla kapli, seninle geciricegimiz asil heyecnali gunler simdi geliyor...

Hayalini kurdugum bahce de kahvalti sofrasi var ya iste  bu sefer o masada senin kucaginda kara bir bocek var:)))

Nice saglikli, guzel yillara bi tanem...Benim icin de bir dilek tut mumlari uflerken, Seni cok ama cok seviyorum...

24 Şubat 2011 Perşembe

Zaman Planlamasi-Duygu Karmasasi


Yabancilar "Time Management"diyorlar bu pek bir egitim gerektirmeyen ama bir egitim konusu olabilecek, ve gunumuz zamaninda iskolik insanlarin biturlu basedemedigi bu konuya. Calisma hayatinda, omuzlara yuklenen isler arttikca, duygusal dunya karmasiklastikca doluya koysan almaz, bosa koysan dolmaz misali bir durum olusuyor. Ben cok uluslu bir firmadayim, cinlisi rusu, sirbi,cezayirlisi, iranlisi, ingilizi, hintilisi karmakarisik..rengarenk...gun iicnde her dil havada ucusuyor...hepsi aileisnden uzak..kactane hikaye cikar biliyor musunuz..ne hayatlar..ne yasmalar...Iste bu zaman Planlamasi egitiminde bu karmasik grup bir masada toplanidik..Ogretiler gelmeye basladi..Listemizi yaptik, oncleiklere gore siralayin dediler siraladik, kisiel ve Is olarak bu listeyi gene ayirin dediler ayirdik, sonra oncelikler kategori listesi yazildi tahtaya,
  • AIle/Iliski
  • Para/Finans/
  • Saglik/saglik aktiviteleri
  • Kisisel Gelisim
  • Kariyer
  • Yasam Stili
Seceneklerimiz bunlar arasindan herkes iki tanesini cikartip en onemli leri secmek durumunda...farkli milletler farkli hayatlar farkli gorusleri dogurdu..harmanaladi..duygu karmasasina goturdu...Kimisi kariyeri cikardi kimisi kisisel gelisimi cok az kisi paraya kiydi benim gibi bi cirpida atabildi listeden...bi tanesi cok kizmis ya da bilmiyorum ne olmus, aile dedi...aileyi ativerdim dedi.. eminim cok ciddi degildi..ama dedim ya degisik hayatlar degisik hikayaler...
Cinli bir arkadasim var sirkette masada karsimda oturuyor...cok fazla degil az bi zaman once bir oglu oldugunu ogrendim...hem de ondan uzakta Cin'de kendi annesi bakiyormus...ozlemden yaniyor hergun resmine bakiyor...Bu secenegi duyunca, ailenin cikartilmasini, ici yaniyor iyice anliyorum gozleri doluyor...ben ailemi asla asla  atamam..birakamam diyor...sessiz kaliyor..anlatsa neler anlaticak...neleeeer...burda uzakta o minicik oglunun gelecegi icin hergun hasreti cekip biraz parabiriktirmek icin neler yasiyor kimbilir...neler ogreticek bize kimbilir...ama var ya cinli dostum, hayatla da en barisik olan..herkese sakalar yapip, olaylari makaraya alan...ama iste iki yas suzulunce iki cizgiden yuzunde...bu hayat herkese zor...oncleikler herkese baska...dugumlenen sozler hep var bogazda diyorum...
Iste bir diyar ki kimisi aglar kimisi guler...
Tabiat tipki bir anne gibi olur mus bize karsi, istermis ki ihtiyaclarimiz giderilsin , zevkli de bir claisma ortami olsun. Aklimizin istedigi sey, istahimizin da aradigi sey olsun...iste sanirim istahimizin nelerde oldugu, nekadarina ulasip elde edebilidgimiz haytaimizi da anlamli kilan..

13 Şubat 2011 Pazar

Gardenyam

Kum fırtınalarının gıpgri tozlu havasının, koca gokdelenlerinin arasında ufacık bır yuva bizimkisi. içersinde hayalini hep kurduğum bahçemin izleri, fazla bir seçeneğim yok..meyve yetişmiyor kumlu havasında sıcağında, ama bır kaç çiçek yetiyor işte bizi alıp götürmeye taa uazaklara. Karadeniz tatiline, engin yeşillikleirn hayaline....Küçük bahçemin üyelerinden 'gardenyam' ben iş yoğunluğundan onu haftada bir iki dahi sulasam, patır patır actı çiçeklerini...Baharı getirdi minik yuvamıza...Bir de mis gibi kokusu..gelip gidip kokluyoruz minik çiçeklerini.. Hayatın tüm zorluklarını, yorgunluklarını, hayal kırıklıklarını alıyor kokusu..bütün gün çalışmış biz evde yokken...suyunu, güneşle yoğurmuş hiç yılmadan biz eve geri dönmeden patlatmış goncalarını...nasıl kızgın olur insan ya da isyan eder, bu mucize azim karsısında...Bilmem benim kadar belki anlam yüklemez kimse bir çiçeğe...beni ise ayakta tutan..yasadğımı hisseddiren asıl şey Doğa...Yılmadan çalışan sistem ve inanılmaz dengesi...Beni duyduğunu anladığını da biliyorum gardenyam..solmadan çiçeklerin hadi patlatıver yenisini...

28 Ocak 2011 Cuma

Gezinti...zamanda~hayalde...


Sabah haftasonu icin uyanmaya erken....havalansin diye heryer acilan can pencereden dolan tazecik sabah kokusu...radyoda calan nostaljik sarkilar...mis gibi bir tembel hava...gozunu bir an kapat...goturuveriyor seni seneler oncesine...etrafinda bulunan insanlarin sesi bile kulaginda...kalabalik, civil civil havanin tadini cikartan insanlarin...mis gibi agac kokulari burnunda...hatta acmasan gozunu canlandirdigin yerde yuruyup dolasabiliyorsun..iste sag tarafunda cok sevdigin kafe..biraz ilerde yillardir gormedigin cook eskilerden bir dost..selam veriyor sesleniyor sana...biraz havadan biraz sudan biraz hayattan konusuyor..sozlesiyor yoluna devam ediyorsun...iste biraz ilerde citir simitci, tazecik bunlar diyo aklini celiyor...susamlar nasil da guzel kokuyor hemen bir krem peynir surdurup ortasina, eline alip salina salina ilerliyorsun, bir kac tanede eve paket yapritiyorum...oh hayat ne guzel...kafan rahat..bombos..dert yok tasa yok...kuslar civil civil atliyor bir agactan digerine...asiklar elele..benim elim de askimda, ic gecrimek yok uzaklarda diye...biraz daha ilerliyorum...mis gibi bi kahve kokusu...kavrulmus lokum yaninda...dinlenip azicik orda...hadi biraz daha ilerlesem diyorum....inanilmaz kendi hayal koridorumda ilerliyorum...herseyin en guzelinin en sevdigimin oldugu hayal sokagimda...insanalr selam verioyr yanimdan gecerken..gulumsuyor..herkes birbiri icin guzel seyler diliyor...sarkilar degisiyor radyoda...baska hatiralarin kokusu geliyor burnuma her melodide...o hep bayildigim sokaga girioyrum ama o da ne...zaten benim evim ordaymis...allahim ne de guzelll...rengarenk cicekli bahcemde, tum ailem kahvalti sofrasinda...himmmm mis gibi kokuyor taz demli cay..mis gibi kokuyor sevgi....
gozler haifif aralninca kendi diyarimdan, aciliyor gercek dunyaya kapi, sevgilim sariliyor...kocamam bir opucuk.. o guzelim koku hala  havada...anliyorum o bahcede kahvalti etmek cok yakin...duygunun harikalar diyari miniminnacik iksiri icip oraya kavusabilmekten daha zor, daha uzun bir yolculuk ve zaman gerektiriyor ama elimi uzatip herseyi sekillendiricek, dokunacak kadar da yakin...


20 Ocak 2011 Perşembe

Bir yasam, bir masal bir kelebek etkisi

Isyerinde Ocak ayinin ilk haftasi baslayan projede Tunus ve Cezayir ulkelerini arastirioruz...Tunus'dan sorumlu benim..projenin daha ortasina gelemeden..Tunustaki protestolar ve gerilmeler hatsafaya gelip, ic savay boy gosterince... firmalara ulasmak imkansiz..deyim yerindeyse sanki boslukta calan telefonlari siz ariyorsunuz gibi bir his...Hani gazeteden okumakla, durumlarina seyirci olmakla kalmayip bunun etkisine canli sahit oluyor ve aslinda bir ulkenin icinde bulundugu kaos ortaminin, global anlamda etkisi agir ve carpici bunu goruyorsunuz...Diktator rejimine artik dayanamayan halkin isyanin nerelere gelebileceginin en carpici ornegi...somurlen ve en son kurusuna kadar hakki yenen bir milletin haykirisi...duyulmayan seslerinin, artik aksiyona gectigi nokta...Gelgelelim ki bu olaylar oldugundan beri ualsmaadigim insanlari dusunuyorum, hayellerini, bir vatana sahip olma, insan gibi yasma ugruna dayanmalarini butun somurulere...Zaten tarihlerinde oldukca el degsitiren bir somuru ortami, frankofon bir tarih...baktiginizda butun halk fransizca, arapcayi anadili olarak kullaniyor..bugun ki piyasa kosullarinda mumla aranan iki dil....ama ulkelerinde istihdam yok...hak yok...cografik acidan inanilmaz onemli bir konumda, topraklari inanilmaz elverisli...ama gelgorki hakyigen zihniyet eldeki altin yumurtlayan tavugu kesip migdeye indirip kimseyle paylasmak istemiyor...ve halkta, kirmizi baslikli kiz masalindaki avci mislai, tavugu yigen kurdun karnini bi guzel kesip, karnini taslarla doldurup en yakin nehire atabiliyor..Sonunda umarim daha ileirye ve daha guzel gunlere gidebilir Tunus halki..hani "bazi gucler".evdeki bulgurdan da etmezler.. ama gelicegim nokta su ki..dusunmeden edemiyor insna peki ya biz bu duurmda klairsak ne olur...insnain kendi dili, kendi memelketi, topraklari kadar degerli hicbirsey olmuyormus onu anliyr insan...kimseye muhtac olmamak, ureteip dunyanin gozunun uzerinizde olmasini saglayabilmek...gelisebilmek...gelismek istemek , bunun icin elinizde firsatlarin olmasi...cok carpici olmasada sizce gizli bir somurgeci yonetim yok mu..issizlik boyutu artisa gecmiyor mu? beyin gocu hergecengun artmiyor mu?...bunlar katlandikca..gelsien sonuc naisl olucak endise etmeden duramiyor insan iste....
Bir de her gun butun dunyada bu olayla ilgili haberleri okuyorum..gazetelrden birinde bir Tunuslunun yorumu coketkiledi beni..orda dogup buyumus egitimni gormus ve Almanya'ya calismaya giden bir aile..bir hayalim vardi ey Tunus diye sesleniyor..yillarca calisip para biriktirip memeleketime hasret kaldiktan sonra huzurla topraklarimda cocouklarimi buyutmek yaslanmak istiyordum..somurgeci devlet tum hayallerimi, birikimimi elimden aldin..hak bizden yana olucak diye haykiriyordu hic tanimadigim ama hislerini cok iyi anladigim kisi...
Iste bir kelebek Tunusta kanat cirpti, benim yaptigim projede telefonlarim cevapsiz birakip aklima yeni sorular ekledi...kendi halkina yepyeni umut isiklari yakti onca umutsuzluktan sonra...dunyayi calkaladi... diktatorlukten bunalan insanlarin yarasina tuz basti bir cirpida...iste dunyanin bunca ulkesi,bunca insani aslinda kitasal, status olarak uzakken birbirne...bi okadar da yakinlasti bi anda...ayni kaygida ayni paydada...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Sabahtan-Hayata

Sabahin ilk isiklari agirtir semayi...sicacik yataktan cikmak istemez insan...sole bir gerinir..biraz daha kalsam..biraz daha...eskiden o yatkta kalma, bugun gitmesem deme sansimiz da varken...artik zorunluluklar, mecburiyettenler var...mecburen mecburen erken kalkmak mecburen, ise gitmek mecburen, mecburen mecburiyetten....
Dunyayi ayaklairniz altina alma gucunuz ve hayaliniz inanilmaz canli siz de bi okadar azimliyken...artik bazi guclerin hic de hosunuza gitmeyen insanlarin elinde oldugunu farkedip..biraz biraz bu hevesiniz kirilir..belki de gercekleir kabul edip..olece kosenize yerlesirsiniz...Sistemi degistirme arzumuz herzaman herzaman icimizde kipir kipirken...kabullenmeler olagan gelmeye baslar... Dusunceleri, istekleri yasaklarlara ragmen gerceklestirmeye calisir..sonuc alamadikca hirslanir...hirslanir...sonra ise olmadigini olamiyacagini kabullenir ve gene bir kose arayisi...Peki azim nerede?hirs?kendini asma? nedne hep baskalaridir hedefimiz?neden biz degilizdir bu asilmasi gereken? ben korkularimi asiyorum...dusleirmi..saplantilairmi...cekingenliklerimi...zayif noktalarimi...peki baskalarini asmaya calisanlar...diger isnanlari ezmeyi..kendini uc noktada gorup soyutlamayi..digerleirni hor gormeyi yegliyor....
Hayatin acimasiz yonu...daha carpici oluyor insan buyudukce..sanirim daha cok anliyorsunuz artik bazi insanlar icin bazi seyelr degisemezi...
Kimileri aclikla surdururken yasama mucadelisni kimileri paranin sicakliginda yakacak sominesini...
kimisi yalnizligini hirslari ve egolariyla ortbas ederken...kimisi kendini unutucak basklari icin yasamaktan...
Kimisi ozlerken tanimadigi kisiyi..kavusamadigi askini..kimisi kayip gitmesine izin vericek elinden genclik askinin....
Kimisi ufacik nedenlerle mutlu olmaya yetinirken...kimisi kararticak gozunu daha cogu icin..
ve bir taraf hep elde edemediklerini..kaybettikleirni dusunup uzulurken..diger taraf neden diye..sorgulayip kirilacak cogu zaman....
Iste hirslar dogucak sonucta, adeletsizler, hak yemeler, somurmeler, savaslar, yasaklar.....
Ogrenmek isteyenler hayatin mesajini heranindan kapacak anlatilmak isteyeni..digerleri ise...kendi kendilerine belki kazandiklairna inanip...devam edecekler hic bitmiyecek karmaslarina...


Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                       hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                       yani bu koskocaman dünyamız. 
Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için... 

 
© duygulu notlar | Designed by Thailand Hotels, in collaboration with Tech Updates, Webdesign Erstellen and Premium Wordpress Themes