• duygulu notlar

    "Hayatin Tum guzelliklerini tadmak adina...

  • Mutluluk..

    Her aninda cocuk kalabilmek yasamin, kucuk seylerde gorebilmek sevinci.....

  • Yeni kesiflerde..

    Bambaska diyarlarda, tadlarda, zamanarda; yeniden tekrar tekrar kesfetmek, heyecani, hayati...

28 Ocak 2011 Cuma

Gezinti...zamanda~hayalde...


Sabah haftasonu icin uyanmaya erken....havalansin diye heryer acilan can pencereden dolan tazecik sabah kokusu...radyoda calan nostaljik sarkilar...mis gibi bir tembel hava...gozunu bir an kapat...goturuveriyor seni seneler oncesine...etrafinda bulunan insanlarin sesi bile kulaginda...kalabalik, civil civil havanin tadini cikartan insanlarin...mis gibi agac kokulari burnunda...hatta acmasan gozunu canlandirdigin yerde yuruyup dolasabiliyorsun..iste sag tarafunda cok sevdigin kafe..biraz ilerde yillardir gormedigin cook eskilerden bir dost..selam veriyor sesleniyor sana...biraz havadan biraz sudan biraz hayattan konusuyor..sozlesiyor yoluna devam ediyorsun...iste biraz ilerde citir simitci, tazecik bunlar diyo aklini celiyor...susamlar nasil da guzel kokuyor hemen bir krem peynir surdurup ortasina, eline alip salina salina ilerliyorsun, bir kac tanede eve paket yapritiyorum...oh hayat ne guzel...kafan rahat..bombos..dert yok tasa yok...kuslar civil civil atliyor bir agactan digerine...asiklar elele..benim elim de askimda, ic gecrimek yok uzaklarda diye...biraz daha ilerliyorum...mis gibi bi kahve kokusu...kavrulmus lokum yaninda...dinlenip azicik orda...hadi biraz daha ilerlesem diyorum....inanilmaz kendi hayal koridorumda ilerliyorum...herseyin en guzelinin en sevdigimin oldugu hayal sokagimda...insanalr selam verioyr yanimdan gecerken..gulumsuyor..herkes birbiri icin guzel seyler diliyor...sarkilar degisiyor radyoda...baska hatiralarin kokusu geliyor burnuma her melodide...o hep bayildigim sokaga girioyrum ama o da ne...zaten benim evim ordaymis...allahim ne de guzelll...rengarenk cicekli bahcemde, tum ailem kahvalti sofrasinda...himmmm mis gibi kokuyor taz demli cay..mis gibi kokuyor sevgi....
gozler haifif aralninca kendi diyarimdan, aciliyor gercek dunyaya kapi, sevgilim sariliyor...kocamam bir opucuk.. o guzelim koku hala  havada...anliyorum o bahcede kahvalti etmek cok yakin...duygunun harikalar diyari miniminnacik iksiri icip oraya kavusabilmekten daha zor, daha uzun bir yolculuk ve zaman gerektiriyor ama elimi uzatip herseyi sekillendiricek, dokunacak kadar da yakin...


20 Ocak 2011 Perşembe

Bir yasam, bir masal bir kelebek etkisi

Isyerinde Ocak ayinin ilk haftasi baslayan projede Tunus ve Cezayir ulkelerini arastirioruz...Tunus'dan sorumlu benim..projenin daha ortasina gelemeden..Tunustaki protestolar ve gerilmeler hatsafaya gelip, ic savay boy gosterince... firmalara ulasmak imkansiz..deyim yerindeyse sanki boslukta calan telefonlari siz ariyorsunuz gibi bir his...Hani gazeteden okumakla, durumlarina seyirci olmakla kalmayip bunun etkisine canli sahit oluyor ve aslinda bir ulkenin icinde bulundugu kaos ortaminin, global anlamda etkisi agir ve carpici bunu goruyorsunuz...Diktator rejimine artik dayanamayan halkin isyanin nerelere gelebileceginin en carpici ornegi...somurlen ve en son kurusuna kadar hakki yenen bir milletin haykirisi...duyulmayan seslerinin, artik aksiyona gectigi nokta...Gelgelelim ki bu olaylar oldugundan beri ualsmaadigim insanlari dusunuyorum, hayellerini, bir vatana sahip olma, insan gibi yasma ugruna dayanmalarini butun somurulere...Zaten tarihlerinde oldukca el degsitiren bir somuru ortami, frankofon bir tarih...baktiginizda butun halk fransizca, arapcayi anadili olarak kullaniyor..bugun ki piyasa kosullarinda mumla aranan iki dil....ama ulkelerinde istihdam yok...hak yok...cografik acidan inanilmaz onemli bir konumda, topraklari inanilmaz elverisli...ama gelgorki hakyigen zihniyet eldeki altin yumurtlayan tavugu kesip migdeye indirip kimseyle paylasmak istemiyor...ve halkta, kirmizi baslikli kiz masalindaki avci mislai, tavugu yigen kurdun karnini bi guzel kesip, karnini taslarla doldurup en yakin nehire atabiliyor..Sonunda umarim daha ileirye ve daha guzel gunlere gidebilir Tunus halki..hani "bazi gucler".evdeki bulgurdan da etmezler.. ama gelicegim nokta su ki..dusunmeden edemiyor insna peki ya biz bu duurmda klairsak ne olur...insnain kendi dili, kendi memelketi, topraklari kadar degerli hicbirsey olmuyormus onu anliyr insan...kimseye muhtac olmamak, ureteip dunyanin gozunun uzerinizde olmasini saglayabilmek...gelisebilmek...gelismek istemek , bunun icin elinizde firsatlarin olmasi...cok carpici olmasada sizce gizli bir somurgeci yonetim yok mu..issizlik boyutu artisa gecmiyor mu? beyin gocu hergecengun artmiyor mu?...bunlar katlandikca..gelsien sonuc naisl olucak endise etmeden duramiyor insan iste....
Bir de her gun butun dunyada bu olayla ilgili haberleri okuyorum..gazetelrden birinde bir Tunuslunun yorumu coketkiledi beni..orda dogup buyumus egitimni gormus ve Almanya'ya calismaya giden bir aile..bir hayalim vardi ey Tunus diye sesleniyor..yillarca calisip para biriktirip memeleketime hasret kaldiktan sonra huzurla topraklarimda cocouklarimi buyutmek yaslanmak istiyordum..somurgeci devlet tum hayallerimi, birikimimi elimden aldin..hak bizden yana olucak diye haykiriyordu hic tanimadigim ama hislerini cok iyi anladigim kisi...
Iste bir kelebek Tunusta kanat cirpti, benim yaptigim projede telefonlarim cevapsiz birakip aklima yeni sorular ekledi...kendi halkina yepyeni umut isiklari yakti onca umutsuzluktan sonra...dunyayi calkaladi... diktatorlukten bunalan insanlarin yarasina tuz basti bir cirpida...iste dunyanin bunca ulkesi,bunca insani aslinda kitasal, status olarak uzakken birbirne...bi okadar da yakinlasti bi anda...ayni kaygida ayni paydada...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Sabahtan-Hayata

Sabahin ilk isiklari agirtir semayi...sicacik yataktan cikmak istemez insan...sole bir gerinir..biraz daha kalsam..biraz daha...eskiden o yatkta kalma, bugun gitmesem deme sansimiz da varken...artik zorunluluklar, mecburiyettenler var...mecburen mecburen erken kalkmak mecburen, ise gitmek mecburen, mecburen mecburiyetten....
Dunyayi ayaklairniz altina alma gucunuz ve hayaliniz inanilmaz canli siz de bi okadar azimliyken...artik bazi guclerin hic de hosunuza gitmeyen insanlarin elinde oldugunu farkedip..biraz biraz bu hevesiniz kirilir..belki de gercekleir kabul edip..olece kosenize yerlesirsiniz...Sistemi degistirme arzumuz herzaman herzaman icimizde kipir kipirken...kabullenmeler olagan gelmeye baslar... Dusunceleri, istekleri yasaklarlara ragmen gerceklestirmeye calisir..sonuc alamadikca hirslanir...hirslanir...sonra ise olmadigini olamiyacagini kabullenir ve gene bir kose arayisi...Peki azim nerede?hirs?kendini asma? nedne hep baskalaridir hedefimiz?neden biz degilizdir bu asilmasi gereken? ben korkularimi asiyorum...dusleirmi..saplantilairmi...cekingenliklerimi...zayif noktalarimi...peki baskalarini asmaya calisanlar...diger isnanlari ezmeyi..kendini uc noktada gorup soyutlamayi..digerleirni hor gormeyi yegliyor....
Hayatin acimasiz yonu...daha carpici oluyor insan buyudukce..sanirim daha cok anliyorsunuz artik bazi insanlar icin bazi seyelr degisemezi...
Kimileri aclikla surdururken yasama mucadelisni kimileri paranin sicakliginda yakacak sominesini...
kimisi yalnizligini hirslari ve egolariyla ortbas ederken...kimisi kendini unutucak basklari icin yasamaktan...
Kimisi ozlerken tanimadigi kisiyi..kavusamadigi askini..kimisi kayip gitmesine izin vericek elinden genclik askinin....
Kimisi ufacik nedenlerle mutlu olmaya yetinirken...kimisi kararticak gozunu daha cogu icin..
ve bir taraf hep elde edemediklerini..kaybettikleirni dusunup uzulurken..diger taraf neden diye..sorgulayip kirilacak cogu zaman....
Iste hirslar dogucak sonucta, adeletsizler, hak yemeler, somurmeler, savaslar, yasaklar.....
Ogrenmek isteyenler hayatin mesajini heranindan kapacak anlatilmak isteyeni..digerleri ise...kendi kendilerine belki kazandiklairna inanip...devam edecekler hic bitmiyecek karmaslarina...


Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                       hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                       yani bu koskocaman dünyamız. 
Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için... 

11 Ocak 2011 Salı

Ilkbahar, Yaz, Sonbahar, Kis...

Mevsimler akip gitmesini ozluyorum bu bikac gundur…Yagmurlu havada felc olan Istanbul trafiginde takildigim saatlerin haddi hesabi yoktur belki… ama degisen mesvimle gelen yeni telaseyi ariyor insane bazen..usumeyi..kalin kiyafetlerle, guzel botlar ve cizmelerle bir kislik modasina burunmeyi…
Zamanin aktigini hissediyorsunuz boylece..yagmurlar karlar darken zaman gecip, agaclar cicek acip baharin isinan havasiyla burunulen rehavet durumu, beni bu havalar mahvetti diyebilme..yazin ilk sicaklarini hissettirmesiyle civil civil renklere burunen bir hayat..sonra saranan yapraklar..romantiklesen kasim…tazecik toprak kokusuyla  dolu yagmurlar… yani bi kosturmaca anlatmak istedigim..akip giden bazen cok tekduze dedigimiz hayatimzida aslinda akkip giden cok guzzle mevismler var… encok ozlediim seylerden birisi bu sanirim Dubai’de…daha oncesinde belki ihtiyacini hic bukadar hissetmedigim belki de degerini bilemeyip sikayet ettigim..havalar cok sicak, kis gelsin…havalar cok soguk yaz gelsinJ bunu demek cok guzelmis…dort mevsimi yasayabilmek bir ayricalikmis megersem…
Evet katkat lahana gibi giyinmek yok belki ama onu bile ozler mi ya insan…Iste alistigi bir hayat duzeni-dongusu olunca, neyi ozleyecegini de sasirir insane boyle…
En cok sevilen mevsim tabikki de yazdir yani o soguk kis kosullarina dayanmayi mumkun kilan hadi mart sonu havalar duzleicek..civil civil bir tabiat uyanicak tesellisidir..yazi beklerken kosturmacadan bi bakarsiniz zmaan gecmis katkat kazaklardan incecik kiyaftelere gecilmis..yani alsinda zaman gecilmis..Her mevismin bir karakteri ve sizi etkileyen ruh hali...
Dubai icin hayat biraz bu anlamda sanki belli bir anda belli bir nokta’da durmus gibi..cook agir gecen bir yaz mevsimi..cooook sicaktan az sicaga…sicak sicak sicak…ilik ilik ilik oyunu gibi…
Iste mevsimsel degisimin bir insane hayatinda yeri bukadar muhim ve eglenceliymis megersem..surda azicik icimiz urperince sevindirik olmakla yetiniveriyoruz bizde…ama bunun da keyfi apayri..sikayetci degilim yanlis anlasilmasin…Hani sonbahar cocuguyum ben ariyorum iste arada melankolik yagmurlariJ


 
© duygulu notlar | Designed by Thailand Hotels, in collaboration with Tech Updates, Webdesign Erstellen and Premium Wordpress Themes